Enez Kalesi


Enez’de bulunuyor. Antik Çağda Akropol denilen yüksek bir tepeye yapılmıştır. Üzerindeki kalenin tarihçi Prokopios, Balkanlardan gelen barbar akınlarını önlemek amacıyla yapıldığını yazar. Kalenin yapım tarihi kesin olmamakla birlikte, duvarlarındaki devşirme yapı malzemeleri Bizans öncesi yapıldığına işaret etmektedir. MS. VI. yüzyılda Iustinianus’un kaleyi onardığı kaynaklarda geçmektedir.

XII. yüzyılda onarılan kalenin yapı malzemesini kesme taş, tuğla ve antik mimari parçalar meydana getirmiştir. Kaledeki antik mimari parçalar bugün Enez’in ev ve bahçelerinde görülmektedir.

Enez Kalesi’nin bulunduğu tepe, yerleşim alanının bir bakıma akropolüdür. Bu bölüm surlarla çevrilmiştir. Giriş kapısı şehre yönelik olup, yuvarlak kemerli oldukça görkemlidir. Kesme taş ve tuğladan yapılan sur duvarlarında yer yer moloz taşlar da kullanılmıştır. Surların giriş kapısının kenarında mermer üzerine Trak süvarilerini gösteren bir kabartma yerleştirilmiştir. Enez’de yapılmakta olan kazılarda şehrin dış noktalarında da sur duvarlarına ait izler ortaya çıkarılmıştır. Bu da gösteriyor ki Enez’in çevresi Bizans döneminde yapılmış surlarla kuşatılmıştır. Kalenin bulunduğu tepe iç kale özelliğini taşımaktadır.

Kaleye giriş; iki kapıdan sağlanıyor. Kapılardan biri doğu ve diğeri ise kuzey taraftaki surlarda. Doğu kapısı:3 metregenişliğinde, tonozlu, biri altıgen kareye yakın planlı kule ile desteklenmiş.

Kalenin içinde: akropol bölümü: üzerine kurulu olduğu kaya: düzeltilerek değişik biçim ve ölçülerde, mekanlar oluşturulmuş. Kaya içine oyulmuş: mahzenler, dikdörtgen biçimli odalar ve değişik işlevli mimari kalıntılar var. Burada: çoğunluğu elle biçimlendirilmiş, koyu gri renkli keramik kalıntılar bulunmuş. Genellikle: geniş ağızlı örneklerden oluşan bu çömlek gurubu, Aiolların, Enez’de yurtlanmalarından önce burada yaşayan yerli halk tarafından yaygın olarak kullanılmış. Bazı uzmanlar tarafından, Aiol keramiği adı verilen bu çömlek gurubunun kökeni konusu henüz tartışmalı.

Kale içinde: arkaik çağda, mimariye çok önem verildiği ve bu alanda şaheserler yaratıldığını kanıtlayan çok amaçlı, büyük mekanlar bulunmuş. Ortaya çıkarılan kalıntılardan anlaşıldığına göre: bu döneme ait dini yapıların duvarları veya çatı saçakları, ön yüzleri değişik renkli motiflerle süslü, pişmiş toprak levhalarla kaplıymış. Evet: kale yapısını gezebilirsiniz. Surlar gerçekten tüm görkemiyle günümüzde ayakta durmakta.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir